12 Aralık 2011 Pazartesi
Bana, Birazcık da O'na Dair
"Hayat çok garip, korkutacak kadar mutlu da ediyor. Yeter ki kulak ver. "
Bu sabah bir yandan patates soymaya çalışır, diğer yandan kaffe içmeye meylederken aklımdan bunlar geçiyordu. Hayat hızla soğuyan bir çorbayı andırırken birden bir el, esmerce, ince parmaklı bir el yakıverdi ocağın altını. Sihirli deyneklere inanmayan taş olsun sevgili okur..
Sabahları mut'lu uyanmalar, mide kazınmaları, bana gülümseyen bebeklere aynı şirinlikle bakmalar, makyaj yapmalar, renkli çoraplarla kışa hazırlanmalar başladı bende. Beni birhaller aldı, anlayacağın.
Farklı adamlarla buluşulan aynı otobüs durakları, aynı kitapçıda tutulan farklı eller, aynı yemekleri ağzında çiğnerken söylenen farklı sözler, dişlerinin başka umutlarla parlaması.
Bu sabah.. Her şey bu sabah oldu. Bal soslu patates kızartması yedim ben sanki. Uzun zaman sonra ilk kez böyle "güzel" hissettim. Zamana öfkelenmeden, içimde durmadan çalan o zemberekli saat sustu sanki bu sabah. Kızarmış ekmek farklı koktu, kaffenin tadı bambaşkaydı. Kimse içime dokunamaz sanıyordum, suyu okşayan eller gibi, kimse içimden kum çıkaramaz benim için.
Bu sabah ben aynıydım, ama içimde çiçekler açtı. Kışın açan çiçeklere kim inanır sevgili okur..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder