17 Şubat 2012 Cuma
Seni Çiçekler Büyütsün
Kimimizi leylekler getirmiş dünyaya, kimimizi büyük bir aşk, kimimiz şehvetli sevişmelerden doğmuşuz, bazımız gizli saklı tesadüfen olmuşuz. Bazılarımızın atası insan, bazılarımızın balıklar, kimimizin sahiden maymun, kimimizin su aygırı.
Ben daha önce böyle bir varoluşa tanıklık etmemiştim. Bir "anne"nin gençlik halini, umutlarını, ilk aşkında yaşadığı hayal kırıklarını görmemiştim. Bir anneyi büyütmemiştim ben hiç. Anne dediğin poğaça yapar, dolma sarar, evde tuzun bittiğini ilk o anlar, eksikleri tamamlar, gün yapar, para sayar, dertlenir, söylenir. Hep annedir o. Sanki hiç genç kız olmamış da elinde çocuğuyla dünyaya düşüvermiş bi'anda.
Geçenlerde konuştuk telefonda. "Ben anne oluyorum.." dedi Tuba. İlk sana söyledim, dedi. Bi'kaç hafta sonra yeniden konuştuk "cinsiyeti belli nosta" dedi, "hazırlan! bir oğlumuz oluyor.." Bi'şey çıt etti içimde. Uzunca zaman sonra sevinçten ağladım. Bir sigara yaktım, ballı ballı düşüncelere daldım.
Bu dünyaya ait olmayan minik bir bebek, henüz adı yok, yüzü yok, ama bir kalbi var. Ruhu üflendi içine ana rahmine düştüğünde.
Mutlu biten masallar öğreniyoruz şimdilerde, ninniler ezberliyoruz bi gayret, bebek isimleri sözlüğünü düşürmüyoruz elimizden, serçe parmağımızdan daha küçük çoraplar alıyoruz üşümesin diye. Şiirler okuyoruz, bilmenin acısını veriyoruz ona. Çokça dertleşiyoruz. Biz geçmişle barışıyoruz aslında. Ama yine de.....
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Güzel bir yazıydı. Anlamlı.
Yorum Gönder