11 Kasım 2010 Perşembe

Elif, Hoşça Bak Zâtına...


Annemin aksine benim Elif Şafak’la tanışmam “aşk”la olmadı. Kitapçıda dolaşırken “tesadüfen” rastladığım bir kitap- ki kapağında dantelin üzerinde duran kocaman bir böcek vardı- ile çekti dikkatimi. Ne yalan söyleyeyim merakıma yenilip almıştım kitabı. Okuduktan sonra meftunu olmuştum. İnanılmazdı, güzeldi hatta dehşetliydi. Sonra “mahrem” geldi peşisıra. Kocaman bir göz ve nazar sözlük. Bu kitap, Bit Palas’tan da müthişti. Dur durak bilmeden okudum sonra. Varsa yoksa Elif Şafak diyemiyordum. Yok olmamalıydı çünkü. Hep okumak lazımdı bu kadını; yeniydi, zekiydi, aşktan da, geçmişten de, dönüp dolaşıp içine hapsolduğumuz o çemberden de haberdardı. Az şey miydi bu? Kaybedilmemeliydi. Şehrin Aynaları’nı okudum sonra. En az diğerleri kadar ve hatta onlardan da güzeldi. Büyü’lüydü bu kez okuduklarım.


Bir şeyler oldu sonra.. Anlamadığım, açıklayamadığım bir şeyler. İyi şeyler değildi bu olanlar. Ben üniversiteden mezun olmuştum, o evlenmişti. Ben iş bulmuş robotlaşmaya başlamıştım, o ilk çocuğuna hamileydi. Benim hayatım sıradan seyrinde gitmeye başladı sonra. Ama o durmadı. Neye inandırdıysa beni vakti zamanında, gitti tam zıttını yaptı. “ben köksüzüm” diyordu, bu dünyaya “iki elif” bıraktı. “Yersiz yurtusuzum” dedi, bunu gazetecilere, magazin dergilerine, orta sayfa köşe yazarlarına malzeme etti.


Bugün O kırklı yaşlara, bense otuzlarıma adım adım yaklaşırken iyice koptuk birbirimizden. Sabah defterlerimi ararken “Mahrem”i gördüm kütüphanede. Hızlıca karıştırıverdim. Altı çizilmiş cümleler, yuvarlak içine alınmış sayfa numaraları, ve el yazısı. “hoşça bak zâtına sevgili nosta!”


Ben dediğini yaptım Elif, vallahi yaptım. Hoşça baktım zâtıma. Sen yaptın mı bana dediklerini? Yukardaki elma şekerine gösterdiğin hassasiyeti gösterdin mi kendine de?

2 yorum:

Avram dedi ki...

Yaşam akışkandır ve durulmaz...Akarken , mecrasını da yatağını da arar.Elif Şafak'ın mecrasını arayışı , yatağına kavuşması olarak görmek gerekmez mi ? Kaldı ki , her daim bir arayışımn çığlıkları (sessiz yada sesli) kendini ele vermiyor muydu kitaplarında?Benzer yorumu duyduğum ikinci insansınız...İlginç bir yorum aslında.TAm tersi , aktığı mecrayı daha çok seven de oldu tanıdıklarım arasında.Ki onlar da daha ilk günden izlemeye başlamışlardı Elif Şafak'ın yolculuğunu...Ben mi? Yorumsuzum.Ben sadece izliyorum.:)

nosta dedi ki...

"diğerleri"nden bir farkı vardı ilkin, anlam'a dair bir fark yaratmıştı. zoru başarmıştı nazarımda. ama şimdi görüyorum ki, olduğundan daha başka sanmışım ben onu. aslında hep bu'ymuş.
acı.

Related Posts with Thumbnails