22 Temmuz 2010 Perşembe

antoni casas ros ile söyleşmek

yukarıdaki fotoğrafta en sol tarafta gördüğünüz, maskeli adam: antoni casas ros.

sadece geceleri evden çıkan, kendi için yazan, terasında geyik besleyen, yüzündeki kara maskeyi bir iz gibi taşıyan, biz normal insanların girmeye asla cesaret edemeceği o başka dünyada yaşayan"almodovar teoremi"nin enteresan kahramanı.

pek yoğun uğraşlar, bitmez geceler ve gidip gelen mesajlar sonucu bir iki kelam edebilmiştik onunla. istedim ki, sizde okuyun..

1. yazma fikri.. bu nasıl ortaya çıktı? hayatın hakkında yazmak.. bu bir kaçış isteği miydi?

Gerçekliğin arkasındaki gizli yerleri keşfetmek ve dünya ile daha iyi iletişime geçebilmek için pür gerçeklik hakkında kısa metinler yazmaya başladım.Bu bir kaçış değildi ,aksine herşeyin herşey ile ince bir bağlantıda olduğu daha derin bir geçekliğin keşfine çıkmam için bir yoldu.Bu,yalnızlığımın sonuydu.

2. Hayatın ya da Almodovar.. neden bunşarı bir "teorem"le açıklanmayı seçtin?

Her zaman Almodovar’ı beğendim ve hayatım onun filmlerinden biri gibi görünüyordu.Böylece hayatımdan sanki bir senaryo yazarmışçasına bahsetmeye başladım.Onun görme gücünden etkilenmiştim ve içimde bu gözlerden görülme isteği vardı.Beni kitap için ilk itekleyen bu oldu.

3. Romanınızda her bölümün başı Newton’dan bir alıntıyla başlıyor. Sizce Matematik duyguları analiz etmek için iyi bir araç mıdır?

Benim görüşüme göre, matematik sanat,yaratıcılık ,gizemlere dokunmak için bir yol ve yazımımın bilimsel bir yönü.Gerçekliğe dünya benim yeni laboratuvarımmış gibi bakıyorum ve atomların dans edişlerini izliyorum.

4. Almodovar Teoremi’ ne konu olan şanssız kaza gerçekleşmemiş olsaydı, sıradan bir hayatınız olma düşüncesi sizi gerçekten korkudan titretecek kadar güçlü bir düşünce mi?

Hiç sıradan bir hayatım olmadı,yani bunun nasıl olduğunu bilmiyorum ve korkuyor değilim.Herşey bana çok yoğun geliyor ve sadece yoğunluk ve güzelliğin yokluğundan korkuyor olabilirim.

5. Kitabınızdaki duygu yoğunluğu okuyucuya çok iyi aktarılmış. Okurken ister istemez kitabın içinde, sizin tam yanınızda buluyoruz kendimizi. Yazdıklarınız gerçekten sizin düşünceleriniz mi? Yoksa yazının hükmüyle gelişen düşünceler mi?

İkisi de sanırım,dilin yaratıcılığı seni yeni sorgulama alanları keşfetmeye itiyor.Yazma eylemi olmadan asla ortaya çıkmayacak yeni bir hayatın yaratıcısı oluyor, ama aynı zamanda bilinçaltında yüzen derin düşüncelerinin de üzerini açıyorsun.Yazmanın gizemi işte bu.

6. "Kader, yaşamaya başlamam için beni çok erken öldürerek ödüllendirdi." diye yazıyorsunuz kitabınızda. Oysa herkesin kaderini değiştirebilecek bir gücü vardır. Lisa bunu yapmış, sıradanlığın döngüsünü kırmayı başarmış. Peki bu Kaza olmasaydı, siz kendi sıradanlığınızdan çıkabileceğinizi düşünüyor musunuz? Ya da Kıramayacağınızı bildiğiniz için mi kazayı bir lütuf olarak görüyorsunuz?

Herşeyin bizi varlığın daha alttaki bir katmanını keşfetmeye yarayan bir hediye olduğunu daha fazla düşünüyorum ve kazalar da bu şekilde işliyor.Çok basmakalıbız ve bilinmeyen aniden seyahat etmek için yeni bir patika gösteriveriyor.Yazmak tüm kazaları bir şekilde büyütmek aslında.





hamiş: bu olay esnasında, benim kaprislerime, antoni casas ros'un açık uçlu cevaplarına sabırla göğüs geren ve belki de işin en zor kısmını üstlenerek çeviri yapan cana, fethi çağlar turhanlı'ya kocaman teşekkürler!

2 yorum:

MARTI dedi ki...

Söyleşi şahene olmuş. Şu an Almadovar Teoremi'ni keyifle okuyorum. Bitince bir yorum da benden gelecek. :)

nosta dedi ki...

Merakımı seferber ettimbekliyorum. Tez zamanda bitir de bize de anlat..

Related Posts with Thumbnails