25 Aralık 2010 Cumartesi

Nefretime "Gel!" Diyenler

Nefret beni korkutur sevgili okur! Sen nasıl karanlıktan, gök gürültüsünden, ölümden ya da uğurunu kaybetmekten korkuyorsan ben de nefretten korkarım. Ama kimse aldırış etmez benim korkularıma! Ünlü biri değilim, giydiğim bi'çok elbise yakışmaz, izlediğim filmleri kimse "şaşırtıcı" bulmaz, dinlerken "vaay bee!" dediğim şarkıları kimse bilmez, aşklarım bi'çok insana komik gelir. Ama dünya zevk alır bana takılmaktan, ayağıma çelme takmaktan, yara izlerimi sürekli kaşımaktan.

Bugün, benim sıradan akşamlarımdan biri yine ve kafama vurup duruyor, rahat bırakmıyor bu nefret. Çağırdılar çünkü, gitmek bilmiyor. Yazayım da kurtulayım dedim ben de,

1. Askerî güvenlik bölgesi girilmez.
Dünya buz kesiyor sanki ben bu yazıyı her gördüğümde. Burda önemli işler dönüyor, sen sıradan hayatına bak, bize karışma, yolumuza çıkma, diyor birileri. Nefretimi çağrıyor kafası kasklı, eli silahlı bi adam!

2. Sıradaki "parça" tüm sevenler için gelsin!
Bu cümlede tek bir sözcüğe "kıl" oluyorum, "parça". Şarkı ulan o, parça ne demek?! Neyin parçası o sevenlere gönderdiğin?! Ömrü hayatında tek bir şarkıyı "içten" dinledin mi acaba?

3. Ne bu yaaa, ne salak bi'şeydi o? Ben hiçbişiy anlamadım!
Bu cümleyi genelde ölegebere seyrettiğim filmlerden / okuduğum kitaplardan sonra sen söylüyorsun insan! İçine işleyen o anlam kıtlığını bana mal ediyorsun. Anlamadığınla yetinmiyorsun, anlamak istemiyorsun ama yargılıyorsun, beğenmiyorsun, kolaycacık olsun diye bekliyorsun. Olmayınca öfkeleniyorsun. Anlamsızlığın da bi anlamı olduğunu bi saniyecik bile düşünmüyorsun. Heyecanımı söküp alıyorsun, yetmiyor üzerinde tepiniyorsun! Şimdi söyle bana "sen ne tür bi insansın?!"

4. Beni yanlış anlamışsın sen. Biz dostuz!
Sahi mi?! Neden benim haberim yok öyleyse! Neden sen yanlış "düşünmüyorsun" da hep ama hep ben yanlış anlıyorum! Elimden gelse, kilitler, hapse tıkarım bu cümleyi. Senin için yaparım bunu insan. Boş yere üzülme diye!

5. İyi ki doğdun!
Doğmasam n'olurdu ki?! Ne eksik kalırdı, neyi tamamladım ki?! Yani beni hiç tanımasan, hiç görmesen, bilmesen ne değişirdi hayatında? Hiçbi'şeycikler değişmezdi, sen yine aynı sen olurdun. Samimiyetsiz, riyakâr, karşına çıkan ilk çıkmaz sokakta yalana koşan sen!

6. Offf! Sen de mi sigara içiyoosun?
Ne tür bir ayıp olduğunu henüz kavrayamadım, ama sen anlamışsın besbelli! Önce kapı dışarı ettin beni, yetmedi yasakladın. -yasak ki başlı başına bi asilik sebebi- İçiyorum, ama sen de öleceksin, unutma ey insan! Ben kül ya da duman kokuyorsam sen de leş gibi laf söz kokuyorsun! Benim kurtulmak istemediğim bi el alışkanlığım var, sense "bağımlılığı" bi "insan"a indirgiyorsun!

1 yorum:

Avram dedi ki...

Bunlar nefret değil Öfke nöbetleri...Arada iyi gelir fazlası zarar.Tümü içinde sadece birisine çözüm bulabilmeyi isterdim (kendim için de tabii) tek kişilik sinema salonları olsaydı eğer...Ben açreyi en olmadık seanslarda gitmekle buldum.Hiç olmazsa o cümleyi sarf edebilecek insan sayısı az ve yeterince koltuk oluyor aranda.

Related Posts with Thumbnails