8 Aralık 2010 Çarşamba

Sadece İnsanların Değil, Tanrıların da Kaderi Vardır

Mitoloji’nin önümde sereserpe açtığı o ışıltılı kapıdasaatlerdir bekliyorum. Gerçek bir kapı değil bu elbet. Ama tüm “gerçek” kapıları kıskandıran cinsten, sapasağlam ve bir o kadar da kudretli.

Her fırsatta yineliyorum, bilen bilir ey okur! “gerçek”le aram pek iyi değildir. Sadece bu kadar da değil, “mübalağa” sanatını icra etmeyi de pek severim. Belki sırf bu yüzden mitlerde yaratılan “yapay” gerçekliğe, o kudrete, güçe, intikam duygusuna değil de o affediciliğe, acı’ya direnişe meftunum. Atlas bilir dünyanın ne ağır, ne kanlı olduğunu, ne çok kül koktuğunu. Ben ondan duydum.

“Her şey”in tanrısı var, diyordum kendi kendime. Gökyüzünün, yeraltının, savaşın, aşkın, intikamın, şarabın, uykunun – ki adının hypnos olduğunu öğrendiğimde kalbim güm güm çarpmaya başlamıştı- denizin tanrısı / tanrıçası var da neden, niçin, hangi sebeple rastlantı tanrısı yok!, diye diye efkarlandığım çok olmuştur. Öyle, içli içli, kendi kendime. Yoksa haddine midir Zeus’a kafa tutmak insanoğlunun.. Mitlerde de yeri yok’sa rastlantının, bu ne tuhaf bir rastlantıdır, diyerek merakıma, ket vurmuştum. Kabullenmiştim yani.

Şimdiye bir başka sıkıntı hasıl oldu içimde. Geçen gün dedim ki kendi kendime, Zeus neden gökyüzü, Ares neden savaş tanrısı? Kim bunlara “ol” dedi. Düşünsene ey insan! Bir tanrı’nın kaderini kim seçer, tanrılarında var mıdır insanlar gibi bir kaderi?!

“Zeus, babası Kronos’tan intikamını alınca,

Kendilerini evrenin hükümdarları yapan tanrılar, mekânlarını belirlemek için kura çekmeye karar verdiler. Tanrıların tanrısı olan Zeus, gökyüzünü çekti ve tüm gökyüzüne hakim oldu. Poseidon denizi çekti ve orda yaşayan tüm canlıların efendisi oldu. Ağabeyleri Hades, Zeus’un sonsuz cezaya çarptırdığı mahkumlara ve ölülerin ruhlarına hükmettiği Ölüler Ülkesi’ni seçti ve dünyanın altındaki karanlık bölgenin efendisi oldu. Hiçbir tanrı yeryüzü’nün hükümdarı olamadı. Çünkü kurada “yeryüzü” yoktu. Yeryüzü hepsinin ortak toprağıydı.”

diye yazıyor bir mitoloji kitabında. Niçin Rastlantı Tanrısı olmadığını şimdi sen de anlıyor musun ey insan?! Tanrıların çektikleri kura ki, belirsizliğe son veren bir başka belirsizliktir. Onların ellerinden tutan, “ol” diyen rastlantıdır. Kendini ispat ise mevzu rastlantının buna ihtiyacı yoktur. Ne mutlu!

2 yorum:

Arda S. dedi ki...

bence şimdiye kadar yazdığın en güzel şey olma ihtimali büyük bunun. iyice coştun sen!

"hypnıs" konusunda bilahare çığlığı basıcam. akşamım mutlandı.

ağzına sağlık! iyi ki yauh, iyi ki varsın! hep yaz! hep delirt beni heycandan!

nosta dedi ki...

ayyy! mutlu oldum ben de. (bu cümlenin sonunda yanakları utançtan kıpkırmızı olmuş bir sümüley var)

Related Posts with Thumbnails