5 Ağustos 2010 Perşembe

"aklıma yeni bir fikir geldi.." hüznü



tanışmalar, yakınlaşmalar, birer içki içmeler, aynı yatağı paylaşmalar, ağlamalar, terk edilmeler, pişman olmalar, beklemeler, yalnızlık nöbetleri, ölümden korkmalar, iz bırakma çabaları ve sürekli olarak geri dönmeler..

caden cotard, new york'ta karısı ve minik kızıyla dışarıdan mükemmel görünümlü, içeridense "hastalıklı" düzeyde sıkıntılı bir yaşam sürmektedir. mecburen devam eden bir evlilik, karşılıklı yaşanan hayal kırıkları, sahnelediği yeni oyunun beklentileri karşılayıp karşılayamayacağı filan derken karısının resim sergisinin açılışı dolayısıyla iş gezisine çıkması ile filmimiz başlar. yani perde açılır! (filmi seyrettiğinizde ne kastettiğimi anlayacaksınız.)

filmin benim için en can alıcı / yakıcı kısmı:

"her şey senin düşündüğünden daha karmaşık. doğru olanın sadece 10�'da 1�'ini görüyorsun. verdiğin her karardan etkilenecek milyonlarca şey var. her seçim yaptığında hayatını mahvedebilirsin. ama belki aradan 20 yıl geçer. ve sen asla ama asla neden böyle olduğunu anlamayabilirsin. ve doğru işi yapmak için yalnızca tek şansın vardır. sadece dene ve boşanmanın nedenini bulmaya çalış. ve kader diye bir şeyin olmadığını söylerler. herkes kendi kaderini belirler ve dünya ne kadar uzun devam ederse etsin sen sadece saniyelik zaman dilimi için buradasın. zamanın büyük kısmı ölüyken ya da doğmamışken harcanır. ama yaşamak varken sen gelip birinin her şeyi düzeltmesini bekliyorsun. bir telefon için, bir mektup için ya da bir bakış için yıllarını harcıyorsun. ve gelecek, gelecek gibi görünmesine rağmen asla gelmiyor. sonuçta zamanını hayal meyal bir pişmanlık ya da gerçekleşmesi imkansız bir umut ile geçiriyorsun. sana bağlılık hissettiren bir şey. kendini bir bütün gibi hissetmeni sağlayan şey. sevildiğini hissetmeni sağlayan bir şey. gerçek şu ki çok kızgınım. ve gerçek şu ki lanet olsun çok mutsuzum. ve gerçek şu ki çok yalnız kaldım ve çok uzun süre çok acı çektim. ve yalnız kaldıkça bütün bu süreç zarfında iyiymişim gibi davrandım. nedenini bilmiyorum. belki herkes kendi dertleriyle ilgilenirken benim zavallılığımı duymak istemediği için. pekala, herkesin a.ına koyayım. amen..."

nosta, warehouse'dan bildirdi. başarabilirseniz, iyi seyirler.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails