20 Ekim 2010 Çarşamba

Kayıp Bir Kitabın Peşinde: Paulina 1880



Epeyce uzun bir zaman önce, şimdi adını hatırlamakta bile güçlük çektiğim bir kitap okudum. Kitabın yazarı, konusu kaybolup gitti aklımın içinde. Ama gün gibi aydınlık bir epigraf var. Şöyle yazıyordu bilmem hangi bölümün başlangıç bölümünde;

“…Beni kim sevecek acaba, kim öldürecek?”

Fazlaca etkilenmiş olmalıyım ki, Pierre Jean Jouve’ın yani sözün sahibinin peşine düştüm. Paulina 1880 isminde bir kitabın yazarıymış ve benim meftun olup, üstüne hayallere daldığım bu cümle o kitabın bir parçasıymış.

Paulina 1880’i bir türlü bulamadım. Ankara’da sormadığım kitapçı, kapısını açmadığım sahaf, arşınlamadığım kaldırım kalmadı. Kitabı bulamadım.

Şimdi bambaşka bir zaman dilimine geçiyoruz. Eylül 2008. yine Ankara. Altan gelmiş izmir’den. Önce oturmuşuz bir güzel yemeğimizi yemişiz. Sonra başlamışız karanfil’deki kitapçıları gezmeye. Altan’ın derdi büyük, Karamazov Kardeşler’in ilk baskısını bulmak istiyor. Ben de yarenlik ediyorum. Var mı yok mu, diye gezinirken bulduk bir yerde. Birazcık eski ama olsun. Tam çıkmaya yakın bir kitap ilişti gözüme. İçimde havai fişekler patladı bir bir. Derin bir çekiş ve elim sonunda uzandı kitaba. Paulina 1880. “hediyem olsun” dedi kitapçı, “madem yıllardır arıyormuşsun, hediyem olsun!” Eyvallah!

Bir solukta derler ya, aynen öyle. Okumak değil o, resmen içine çekmek. Çektim ben de en derine.

“Bu karanlık bir roman” diyor yazarı. Paulina’nın içindeki şehveti ve tutkuyu erken yaşta keşfetmesiyle, babasının arkadaşı olan kont’la yaşadığı yasak aşkla başlayan roman, bir manastıra, ordan da bir hapishaneye kadar uzanıyor. Kendini maddi acılara adoyor Paulina. Bedenini yaralıyor, Tanrı’nın oğluyla bir olmak istiyor. Şehvet ve tanrı arasında kalakalıyor. Dini duygularla, esrarlı günah.

“Bu kitap, yaşamın ve ruhun sınırlarını zorlayanlar içindir…” diye yazıyor Paulina’nın arka kapağında. Sanırım bu bilgilendirme için haklılar.

“Ya Tanrı seni cehenneme atmayı isterse? –Beni cehenneme atmak mı? İyi yürekliliği bunu yapmaktan alıkoysun onu. Ama gerçekten beni cehenneme atarsa, ona sarılacak iki kolum olacaktır. Bir kolumu, gerçek alçakgönüllülük kolumu O’nun aşağısında tutarak kutsal insanlığıyla birleşirim. Kutsal tanrısallığına eklenecek aşkın sağ koluyla da O’na öyle bir sarılırım ki, benimle cehenneme gelmesi gerekir.”

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails