24 Ocak 2011 Pazartesi

Her Şey Bir Hayalden İbaret



Sirkleri eskiden beri sevmem ey insan! O yersiz sevinç, tıka basa gülen suratlarla dolu çadırlar, bisiklet çeviren maymunlar, o devasa cüsselerine hiç mi hiç yakışmayan allı pullu şapkalı filler, ihtişamları ellerinden alınmış kedigiller, yerden onlarca metre yüksekte ip atlayan cambazlar, aksiliklerini kırmızı ve komik şapkalarıyla örtbas etmeye çalışan göbekli sunucular, plastik bardaklarda dağıtılan limonatalar, sadakatlerini minicik toplara değişmek zorunda kalan atlar, burunlarından ve başka kimbilir nerelerinden su fışkırtan palyaçolar, patlamış mısır kokusu ve saman yığınları ve unuttuğum daha nice ayrıntı.

Bir kez, ömrümde sadece bir kez gitmiştim sirke. Bir daha hiç bir kuvvet beni o korkunç çadırlardan birine sokamaz! Kararım katî ve geri döndürülemez. Bu yaz bunu ispatladım kendime sevgili okur!

Water for Elephants'i okuma nedenim, bunca öfkelendiğim ve beni üzen "şey"in üzerine gitmek değildi elbet. Bile bile canımı yakmaya hevesli değilim. (bu cümleye sen de benim gibi inanmadın değil mi ey okur!) Enteresan  isimli kitapları severim, Water for Elephants gibi, Yanık Portakal gibi, Mozart'ın Berberi gibi. Her neyse bu başka bir iç dökmenin konusu olsun. Water for Elephants'ı okuma nedenim de buydu. Hani filmi de çekilecek ya, seviyorum böyle işlerle uğraşmayı. Gerçi o sirklerin acınası çadır hayatına Holivud nasıl bir kadrajdan bakar, o "büyülü" dünyadan kendine nasıl bir pay çıkarır bilemem. Bu kitaba dair bildiğim tek şeyse, asla bir "aşk romanı" olmadığı. Umarım sulu zırtlak bir aşk filmi de olmaz!

Water for Elephants hüzünlü ama asla acıklı değil. Tam orta yerde duran bir aşk var, evet, ama asla imkansıza yakın değil. Bir dostu, bir aileyi, bir hayatı kaybetmenin o tuhaf burukluğu var ama asla umutsuz değil! Aradaki farkı anlıyorsun değil mi ey okur!

Jakob (smokinli adam) ve Rosie (şişko fil),  bir Agust (kötü adam) macerasını daha 
tek parça halinde atlattıkları için mutlular. 
Rosie koca bir karpuzu, Jakop Marlena'yı düşlerken..

4 yorum:

güney dedi ki...

Kendimi aştım ve bloguma bir yorum zamazingosu eklemeyi başardım. (hem de sağdan soldan araklayarak:))

Tez elden bir deneme yorumu beklerim.

Deneme bir ki üç .

nosta dedi ki...

Öhöm, öhöm! Hazırlanıp, bi kaç dakikaya geliyorum! (:

türker dedi ki...

Benim kitabı okumamda en önemli etken aynı süreçte Cranivale izlememdi. Hemen hemen aynı dönemlerde geçen bir sirk hikayesidir diye aldım ama dediğin gibi okuduğum hüzünlü bir hikaye oldu. Hüzünlü ama aynı zamanda eğlenceli.

nosta dedi ki...

Ahh bi de ben izleyebilsem Carnivale'ı. Nasıl istiyorum nasıl! Bak heveslendim şimdi yine, en kısa zamanda başlıycam seyretmeye!

Related Posts with Thumbnails